Sevgili Akçaabatlılar, sevgili Akçaabat’ın Sesi okurları, bu haftadan itibaren yörede oynan horonlar ve müzikleri ile ilgili yazılar yazacağım.

Bu haftaki yazım, yörede görülen oyun türleri ve ilk defa benim araştırmalarım sonucu ortaya koyduğum horonlarda oynana oyunların bölümleri hakkında olacak.

Başlayalım öyleyse…

YÖREDE GÖRÜLEN OYUN TÜRLERİ

Doğu Karadeniz Bölgesi, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin illerinden oluşur. Güneyde İç Anadolu ve Doğu Anadolu, Batıda Orta Karadeniz ve Kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir.

Halk Bilimiyle ilgilenenler bilirler ki, Kültür siyasi sınırlarla sınırlandırılamaz. Bu nedenden ötürü Doğu Karadeniz Bölgesinde başta Horon olmak üzere Karşılama, Bar ve Halay türü oyunlar da görülmektedir.

Horon; mısır saplarının ve çayır (ot)'ların 10–15 kucak bir araya getirilerek dikey durumda yığılıp, tarlada bulunan "KABAK DEVEKLERİ" ile üst kısımdan bağlanmasıdır. Başka bir deyişle daire (halka) şeklinde sıkıca bağlamaktır.

Yöre oyunlarını oynarken bir arada toplanarak sıkıca elele tutup daire halinde horon kurmalarındaki şekil ve benzerlik Horon ile Horom sözcüğünün gerek mana gerekse kelime yapısı bakımından birbirini tamamlamaktadır. Horona başlarken "Hayde bir horom kuralım" sözü, bir araya toplanıp, sıkıca birbirimize bağlanalım demekten başka bir şey değildir.

Karadeniz de yalnız başına iş yapmak çok zordur. Horon; Karadenizlinin her işte elele verilmesinin, birlikte çalışmaya duyulan ihtiyacın anlatımıdır.

Doğa yapısının sert ve dağlık oluşu, denizinin ve havasının kararsızlığı horon oyunlarında göze çarpar.

Yörede horon, kardeşliğin, dürüstlüğün, yiğitliğin ve mertliğin sembolüdür. Günümüzde Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerinde oynanmaktadır.

Karadeniz'e özgü horonun yapısında tarım kültürünün varlığı apaçık ortadadır. Horonda görülen öne eğilmeler ve kolların öne uzatılıp sallandırılması; tarlada kazma ile çapa yapılması gibidir. Horoncuların el tutması ve hamle yapmaları ile belcilerin "VOL ATMA" hamleleri aynıdır. İlkbahar aylarında tarla ve bahçelerde gruplar halinde yapılan kazımadaki, bellemedeki (VOLATMA) ritmik hareketler oyuna da yansımıştır. Bellemedeki kol, bacak ve vücuttaki hareketler başlı başına horon olayıdır.

Doğa yapısının sert ve dağlık oluşu, yöre insanını hareketli kılmıştır. Hemen hemen günün her saatinde evinden tarlasına, ormanına gidip yük taşıyan insanların oturup dinlenmeleri, oyundaki çöküp kalkma figürü gibidir. Öte yandan,

Karadeniz'in önce hafif sonra haşin, sert dalgalarının görünüşü ve bu büyük dalgaların kıyıdaki yankıları, bu dalgalar üzerinde denize batıp çıkan kayıklar, ağlara takılan balıkların çırpınışı horonun figürlerinde görülür.

Denizin hırçın dalgalarındaki oynaklık, havasındaki kararsızlık halkın yapısına da etki etmiştir. Bunun için çabuk kızar, çabuk dost olurlar. Cesur ve atılgandırlar. Çabuk sezer, çabuk karar verirler. Bu durum oyunda da göze çarpar. Oyuncular oynadıkça haz duyar, deniz dalgası gibi köpürür, coşar, rüzgâr gibi eser, yaprak gibi sallanır, sıçrar ve naralar atar.

Oyuncuların birlikte yaptıkları omuz sallamalar, öne eğilmeler, çöküp- kalkmalar, ileri-geri gidip gelmeler, sağa-sola açılıp kapanmalar, kolların aşağı- yukarı-ileri hareketleri ayak sallamalar, diz kırmalar ve çömelmeler büyük bir coşku, titizlik, ciddiyet, samimiyet ve mutlak bir disiplin vardır. Bu, karma oyunlarda (kadın-erkek) biraz daha yumuşak ve sevecen bir tavırla neşe içinde oynanır.

Trabzon ve çevresinde horonlar, davul-zurna, kemençe, kaval, tulum-zurna, bakraç, kufa, sini ve güğüm ile oynanır. Müziklerinin, küçük, kısa motif ve cümlelerin ara vermeden sürekli olarak tekrar edilmesi, ritm canlılığı ve çabukluğu gösteren bir havası vardır. Horonlar halka şeklinde, yarım daire ve düz çizgi formunda oynanmaktadır. Küçük grupları "ekip başı", "çavuş" veya "mimar" 50- 60 kişilik birkaç halkadan meydana gelen grupları da "çalgıcı" idare eder. Yalnız erkek, yalnız kadınlar tarafından oynandığı gibi alaca-karma (kadın-erkek) tarafından da oynanmaktadır.

HORONLAR ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUR

1.           DÜZ HORON BÖLÜMÜ: Horon oynanmaya başlarken ağır tempoda oynanır. Bundan ötürü oyunun bu bölümüne "ağır horon bölümü" de denir. Oyun halkası saat ibresinin tersi yönünde döner. Söylenen türkülere ellerle tempo tutulur. Müzik ne kadar yüksek tempolu çalınırsa, oyuncular da o kadar kıvrak ve hareketli olurlar. Ritim arttıkça vücut dikleşir, kollar yukarıya kalkar. Gelen komutla "yenlik yenlik" "alaşağı" ya da ufak ufak" diğer oyuncular da uyarılarak doğrudan sert bölüme geçildiği gibi yenlike bölüme de geçilir.

2.           YENLİK BÖLÜMÜ: Kollar aşağıya iner, dizler kırık ve bel kısmı dizlerin açısında öne doğru eğiktir. Kol çıkarmalar ve omuz sallamalar bu bölümde ön plandadır. Adımlar geriye, yana ve öne basarak belli alan içinde gezinilir. Vücudun yapmış olduğu çalımlar yumuşak ve hafiftir. Oyunun ritmi düz horon bölümüne oranla biraz daha hızlıdır. Komutçudan gelen "al aşağa", "al oğlum", "kim ola", "tak tum", "yık oğlum" veya "ıslık" şeklinde gelen komutla sert bölüme geçilir.

3.           SERT BÖLÜMÜ: Diğer bölümlere nazaran hareketler daha sert ve canlıdır. Omuz sallamalar daha seri, ayaklar yere daha sert basar. Oyunun en gösterişli, temposunun oldukça yüksek olduğu ve oyuncuların tüm yeteneklerini ortaya koyduğu bir bölümdür. Oyuna devam edilecekse tekrar düz horon bölümüne geçilir.

 TOPLU (KARMA) HORONLAR VE TÜRKÜLÜ HORONLAR

Yörede oynanan karşılama ve bıçak oyunu hariç bütün horonlar ellerden tutuşularak oynanır. Horonlar daire, yarım daire ve çizgi (dizi) formunda oynanır. Oyun esnasında türkü söylenir ve oyuncular elleriyle müziğin ritmine tempo tutarlar.

Karma horonlara kemençe, davul-zurna eşlik eder. Halkanın büyüklüğüne göre oyunlara eşlik eden müzisyen sayısı da artar. Kollar aşağıda ve yarım yukarıda tutulur. Eller ise; sağ el üste sol el alta kalacak şekilde tutulduğu gibi kollar yarıda iken serçe parmaklardan da tutulur. Kadınla erkek elele tutuşurken kadın, elinin üzerine mendil koyar ve erkek kadının elini mendilin üzerinden tutar. Düz

horon (Aşağı horonu, Kari horonu, Millet horonu) oynanır. Kollar aşağıda iken vücut dik, kollar yarımken vücut öne eğiktir.

Bir sonraki yazımızda Horonlarda söylenen türküleri ve oynanan oyunları sırasıyla ele alacağız.

Sevgilerimle…

Selim CİHANOĞLU

Başöğretmen Halkbilimci Araştırmacı- Yazar

Koleksiyoner