Siyaset

“SİBEL SUİÇMEZ’DEN 6 ŞUBAT DEPREMLERİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, 6 Şubat Depremlerinin ikinci yıldönümünde yaptığı basın açıklamasında, depremzedelerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek iktidarı sert bir dille eleştirdi.

Suiçmez, “Bugün, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde, hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyor, yaralanmış olan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.” dedi.

“Hatay, Konteyner Kente Dönüştü”

Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen birçok deprem bölgesinin hala yaşanabilir durumda olmadığını belirten Suiçmez, özellikle Hatay’ın adeta bir konteyner kente dönüştüğünü ifade etti.

“Hatay ilimizde 74 binin üzerinde konteynerde yaşayan halk var. Cumhurbaşkanı’nın bizzat müjdelediği deprem konutları konusunda ise durum içler acısı. Kurası çekilen bağımsız bölüm sayısı 18.440 olmasına rağmen, anahtar teslimi yapılan ve içine yerleşen hane sayısı yalnızca 3.320’dir. Bu rakam bile, iktidarın depremzedelerin acısından yararlanarak söz verdiğini, ancak sözünü tutmadığını ortaya koymaktadır” dedi.

“Yönetmelik Var, Uyan Yok”

CHP’li Suiçmez, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen, AKP iktidarının bu gerçeği göz ardı ettiğini vurguladı. “Deprem yönetmeliği var ama kimse uymuyor. Yangın yönetmeliği var ama denetleyen yok. Yıkılan binalarda ölenler var ama yargılanan kamu görevlileri yok” dedi.

“Deprem Değil, Binalar Öldürür”

AKP iktidarının, 6 Şubat Depremlerini “Asrın Felaketi” olarak nitelendirmesine karşın “Deprem değil, binalar öldürmektedir” diyen Suiçmez esas sorunun binaların dayanıksızlığı ve denetimsizlik olduğunu söyledi.

Suiçmez, “Ülkemizde 1998 öncesi yapılar çoğunlukla projesiz ve projesine aykırı şekilde inşa edilmiştir. Yapı stoğunun %60’ından fazlası 2000 öncesine ait ve günümüz yönetmeliklerine uygun değildir. Bu yapıların hızla yenilenmesi hayati bir zorunluluktur. Depremler dünyanın her yerinde yaşanmaktadır. Ancak Japonya gibi ülkelerde, şiddetli depremlere rağmen insanların zarar görmemesinin nedeni  oradaki binaların  kanunlara ve yönetmeliklere uygun şekilde depreme dayanıklı olarak inşa edilmesidir. Oysa ülkemizde yapıların kanun ve yönetmeliklere uygunluğu yeterince denetlenmediği gibi, üstüne üstlük iktidar, İmar düzenine aykırı yapıları İmar Barışı adı altında yasallaştıran bir sistemi teşvik etmektedir. Ayrıca idarenin de yapı kayıt belgelerinden elde ettiği gelirleri nerede ve nasıl kullanıldığı konusunda ise net bir açıklama yoktur” ifadelerini kullandı.

“Depremde Yakınlarını Kaybedenlerin Adalet Arayışları 2 Yıldır Devam Ediyor”

Suiçmez, 6 Şubat Depremlerine ilişkin devam eden yargılama süreçlerine değinerek şu ifadeleri kullandı:

“6 Şubat depremlerine ilişkin olarak bugüne kadar 2.031 soruşturma açılmış, 1.397 dosyada iddianame hazırlanarak kamu davaları açılmış ve 149 dosya karara bağlanmıştır. Karara bağlanan davalarda sanıklara 8 yıl ile 21 yıl 9 ay arasında değişen hapis cezaları verilmiş, ancak yalnızca bir müteahhit “olası kast” nedeniyle ceza almıştır.

Ancak, yıkılan binaların sorumluluğu yalnızca müteahhitlerle sınırlı değildir. Bu binalara inşaat ruhsatı verenler, yapı denetim süreçlerini etkisiz hale getirenler ve imar aflarıyla çürük yapıları yasallaştıranlar hakkında etkin bir yargı süreci işletilmemektedir. 6 Şubat depremlerine ilişkin soruşturmalar kapsamında yaklaşık 60 kamu görevlisi hakkında “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma, resmi belgede sahtecilik, taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma, görevi kötüye kullanma” suçlarından soruşturma izni verilmiş olmasına rağmen, henüz bu kişilere yönelik herhangi bir dava açılmamıştır.  Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hakkında etkin ve eksiksiz bir yargılama süreci işletilmeli, kamu görevlilerinin sorumlulukları saptanarak yargılanmalıdır.

Öte yandan, saniyeler içinde yıkılan bazı binalara ilişkin dosyalarda henüz iddianame bile hazırlanmış değildir ve bu dosyalara ilişkin tutuklu sanık bulunmamaktadır. Yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği bu felakette sorumluluğu bulunan kişiler hâlâ serbestçe dolaşmaktadır.

Bu ihmallere göz yumuldukça gerçek adaletin sağlanması mümkün olmayacaktır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ve geride kalan yakınlarının adalet talebi, etkin, kapsamlı tarafsız ve hızlı bir yargılama süreciyle karşılık bulmalıdır.”

“Depremzedeler Çaresiz Bırakıldı”

İktidarın depremzedeleri çaresiz bıraktığını söyleyen Suiçmez, “İki yıl geçti, ancak AKP iktidarında depremzedeler hala yakınlarını, evlerini, işlerini kaybetmiş şekilde yaşam mücadelesi veriyor” ifadelerini kullandı.

Suiçmez, “Bir kez daha hayatlarını, geleceklerini kaybeden vatandaşlarımızın acısını paylaşıyor, iktidarımızda depremzedelerimizin tüm taleplerini acilen karşılayacağımızı beyan ediyoruz” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.