Bölgesel

KAŞIKLA VERDİNİZ, KEPÇEYLE ALIYORSUNUZ, ZAM ALDATMACASINA SON VERİN!

Kamu emekçileri enflasyona ezdirilmiş, her zaman olduğu gibi açlık ve sefalete mahkum edilmiştir.

Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ücret ve maaş artışları gerçek enflasyona göre değil çarpıtılmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenmiş ve emekçiler iki kez mağdur edilmiştir.

Ülkemizde yaşam koşulları ağırlaşmış zam artışları mutfakları kavurmuştur. Temel giderlerimize elektriğe, suya, benzine, motorine, gıda maddelerine, ulaşıma fahiş oranlarda zam yapılmaktadır. Türk Lirası, dolar ve euro karşısında erimekte, günden güne yurttaşların alım gücü düşmektedir.

TÜİK, haziran ayı enflasyon verilerini aylık yüzde 3,92, altı aylık yüzde 19,77 ve yıllık olarak yüzde 38,21 olarak açıklamıştır. 6 aylık enflasyon rakamının belli olmasından sonra kanuni düzenleme ile yapılan seyyanen artış dışında memurlara, sözleşmeli personele ve emeklilere verilecek zam oranı % 17,55 olarak açıklanmıştır. Ancak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Memur, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine de yüzde 25 zam verilmesi kabul edilmiştir.

Birleşik Kamu-İş Araştırma Merkezi KAMU-AR, haziran enflasyonunu yılın ilk yarısında yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 80,5 oranında belirlemiştir. Haziran ayı araştırmamıza göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 32 bin liraya, açlık sınırı ise 12 bin liraya dayanmıştır. Dalga dalga yayılan zamlar ve kat be kat artan vergiler gerçekçi enflasyon oranında yapılmaktadır. Ancak maaş zamlarına gelince TÜİK verileri dikkate almaktadır.

Bu iki yüzlü aldatmacaya son verin!

Ülkemizdeki vergi kültürü ve vergi yükü AKP iktidarıyla emekçiler için zulme dönüştü. Ülkedeki ağır vergilere ek vergi yükü tamamen emekçilerin sırtına yıkılmıştır. İktidar bütçe açığını kapatmak için KDV artışına gitmiştir. Ücretli emekçiler zenginlikten en az payı alırken en çok vergiyi ödemektedirler. Yapılan KDV artışı verilen zamların daha cebe girmeden alınmasıdır. Emekçiler, ağır zamlar ve vergiler altında ezilirken patronlara, sermayeye vergi istisnaları yapılmaktadır. İnsanların satın alma gücü artmazken, tam tersine düşmesine neden olmaktadır. Yurttaşlar ekonomik çöküş yaşamaktadır.

AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren, açlığı ve yoksulluğu artıran politikalara yönelmiştir.  Maaşla çalışanlar ağır vergiler ve enflasyon altında ezilmekte sözde maaş artışları şimdiden yok olmuştur.

Buradan hükümete sesleniyoruz:

Haklı ve meşru taleplerimizi duymazdan gelmeyin.  AKP iktidarı sermayenin sesine değil, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş, emekçilerin sesine kulak vermelidir. Her zaman yaptığı gibi kurnazca rakamlar üzerinde oynayarak, hayali bir yaşamın resmini çizmekten vazgeçmelidir!

Emekliliğe yansımayan, adaletsizliği artıran, verilen sözleri tam olarak karşılamayan seyyanen ve yüzdelik oranlar kabul edilemez.

22 bin TL’lik en düşük dereceli memur maaşı içinde, 11 bin 128 TL’lik kısım emekli maaşı hesabına dahil edilmemektedir. Bundan sonra bu seyyanen rakam, maktu rakam olarak belirlenecek ve daha sonraki hiçbir artışa bu rakam baz teşkil etmeyecek olması iktidarın kurnazlığıdır.

Enflasyon farkı, ortaya çıktığı ay itibarıyla ödenmelidir. Milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi ve ailelerini sevindirecek yüzdelik ve seyyanen zamlar istemiyor, her dönem yaşadığımız kayıpların giderilmesini ve en düşük memur maaşının en az 32 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.

Adeta bir soygun mekanizması gibi işleyen vergi diliminde maaş artışları sonrasında kesilen oranlar yeniden düzenlenmelidir. 

Torba yasadaki seyyanen artıştan emekli kamu emekçilerinin yok sayılması eşitlik ilkesi gereği adaletsizliktir.

Birleşik Kamu-iş olarak haksızlıklar ve itibar sarsıcı bu uygulamalar karşısında susmayacağız,  emekçilerimizin sesi olaya devam edeceğiz.

Tamer ÖZLÜ

B. Kamu-iş Trabzon İl Başkanı