Genel

İBB’den Maltepe’ye 3 Önemli Eser

Aynı kompleks içinde konumlandırılan 3 hizmet; CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç tarafından vatandaşların kullanımına açıldı. Açılış töreninde konuşan Altay, “16 milyon İstanbulluya, emaneti ehline verdikleri için, teşekkür ediyorum. Emanet sahibinin de görevin gerektirdiği niteliklerle donanmış olarak, 16 milyon İstanbullunun hayatına, aldığı görevin gerektirdiği bütün birikimle dokunmuş olmasından da iftihar ediyoruz” dedi. İmamoğlu da duygularını, “Bize göre; hiçbir kişi, aile, dernek, vakıf, parti, cemaat, tarikat milli egemenliğin üstünde olmaz ve olamaz. Cumhuriyet’in ilke ve ideallerini hayata geçirmek, hepimizin, bu şehirdeki, bu ülkedeki görev alan her yöneticinin esas sorumluluğudur. Ben, şahsen bütün çalışma arkadaşlarımla, bütün yol arkadaşlarımla tam da böyle hissediyorum” sözleriyle dile getirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında Maltepe Gülsuyu Mahallesi’ne 3 önemli eser kazandırdı. Aynı kompleks içinde konumlandırılan “Muzaffer İzgü Kütüphanesi”, kurum tarihinde bir ilk olarak kurulan “İBB Kadın” ve  “Fevzi Çakmak Yuvamız İstanbul Kreşi”; CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın katıldığı törenle hizmete açıldı. Açılış töreninde, sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Kılıç, İmamoğlu ve Altay birer konuşma yaptı.

ALTAY: “EMANETİ EHLİNE VERDİKLERİ İÇİN İSTANBULLULARA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Konuşmasına, “Emaneti ehline verin, denmiştir. Kutlu bir sözdür. 16 milyon İstanbullu da gerçekten emaneti ehline vermiştir” sözleriyle başlayan CHP TBMM Grup Başkanvekili Altay, “Önce 16 milyon İstanbulluya, emaneti ehline verdikleri için, teşekkür ediyorum. Emanet sahibinin de görevin gerektirdiği niteliklerle donanmış olarak, İstanbul'da çocuklar, gençler, emekliler, çalışanlar, kadınlar dahil, çiftçiler dahil, tarihi eserler dahil, doğa dahil, çevre dahil, 16 milyon İstanbullunun hayatına aldığı görevin gerektirdiği bütün birikimle dokunmuş olmasından da iftihar ediyoruz. Parti olarak da iftihar ediyoruz. Demin gelirken düşündüm; Belediye Başkanımız İstanbul'da hangi toplum kesimine değmemiştir, dokunmamıştır, diye. Bulamadım. Bulan varsa söylesin, biz de bilelim” ifadelerini kullandı. “150 Günde 150 Proje” kampanyasına inanmadığını belirten Altay, “Çünkü daha fazla olduğunu zannediyorum. 150’yi geçtik gibi geliyor bana. Bunun için de ayrıca tebrik ediyorum” dedi.

“DEVLETİN DİNİ, ADALETTİR”

“Adalet, olmazsa, olmazdır” diyen Altay, “Bütün dinler, adalet üzere gelmiştir. Devletin dini, adalettir. Varsıl ailelerin çocuklarının bütün imkanlarını, yoksul ailelerin çocuklarına sunması da Sayın Başkan’ın adalet duygusunu ne kadar içselleştirdiğinin açık bir göstergesidir. Eskiden öyleydi; en zenginin çocuğuyla en yoksulun çocuğu aynı okula gider idi. Şimdi öyle değil. Şimdi okul öncesi eğitim, kreş meselesi bile zenginlere hak gibi görülürken, -inşallah İstanbul'da bunu değiştiriyoruz- işte bu adaleti sağladığımız gün, Türkiye, dünyanın en gelişmiş, en zengin, en müreffeh ülkesi olur. Bu, İstanbul'dan başladı, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde de yoğun bir şekilde yürüyor. Bunu sağlıyoruz. Gerisi çok kolaydır. Gerisi çorap söküğü gibi gelecek” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE EVLATLARINI, İSTANBUL’A İHANET EDENLERE FEDA ETMEYECEKTİR”

“Muzaffer İzgü” adının açılan kütüphanede yaşatılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Altay, konuşmasını, “Ekrem Başkan’ı bir kere daha uyarayım: Milleti çatlatıyorsun. Bu hizmetlerinle, 25 yılda yapılamayanları 3,5 yılda yapmandan dolayı da sana büyük bir husumet beslendiğini bil. Seni yeseler doymazlar, haberin olsun. Ama 16 milyon İstanbullu da evladını kimseye yedirmez. Hatta Türkiye böyle başarılı çocuklarını siyasete, siyasetin -diğer kelimesini söylemeyeceğim- o tiplerine feda etmeyecektir. Türkiye, evlatlarını ne diktatörlere ne de İstanbul’a ihanet edenlere feda etmeyecektir. Yolunuz, yolumuz açık olsun” sözleriyle noktaladı.

İMAMOĞLU: “CUMHURİYET, BİZİM 29 EKİM 1923’TE ÇIKTIĞIMIZ O ŞEREFLİ YOLCULUĞUN ADI”

Hep birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzüncü yılına ilerlediğimizi belirten İBB Başkanı İmamoğlu ise, “Cumhuriyet, bizim 29 Ekim 1923’te çıktığımız o şerefli yolculuğun adı. O yolculuğun hedefini Atatürk şöyle tanımlamıştı: ‘Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması.’ Bizleri Cumhuriyetçi yapan, işte tam da bu duygu ve bu beklentileri karşılama mücadelesi. Biz, toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması için mücadele etmeye de devam edeceğiz. Bu mücadeleyi başarıya ulaştıracak temel şartın ne olduğunu da Atatürk ifade etmişti: ‘Tam ve kesin anlamıyla milli egemenliğin kurulması…’ Muazzam tarifler. Belki yüz yıl önce yaklaşık söylenmiş duygular, tarifler; ama hala bugün en güncel haliyle, bütün insanlık için geçerli olan tarifler. İşte bizi Cumhuriyetçi yapan tam da bu” ifadelerini kullandı.

“HİÇBİR KİŞİ, AİLE, DERNEK, VAKIF, PARTİ, CEMAAT, TARİKAT…”

“Milli egemenliğin üzerinde hiçbir şeyi tanımıyoruz” diyen İmamoğlu, “Bize göre; hiçbir kişi, hiçbir aile, hiçbir dernek, vakıf, parti, cemaat, tarikat milli egemenliğin üstünde olmaz ve olamaz. Cumhuriyet’in ilke ve ideallerini hayata geçirmek, hepimizin bu şehirdeki, bu ülkedeki görev alan her yöneticinin esas sorumluluğudur. Ben, şahsen bütün çalışma arkadaşlarımla, bütün yol arkadaşlarımla tam da böyle hissediyorum. İstanbul'un her yerinde olduğu gibi, bugün burada açılışını yaptığımız işlerin, Cumhuriyet’imizin o kuruluş değerlerine ve ilkelerine yakışan işler olmasıyla da ayrıca gurur duyuyorum. Amacımız; toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması ise, işte tam da orada çocuklar ve kadınlar ayrı bir yerde duruyor” şeklinde konuştu.

“BİR ÇOCUĞUN EVLENDİRİLMESİ, ÇOCUK İSTİSMARININ NORMAL KABUL EDİLMESİ…”

“Eşitlik” duygusunun çok kıymetli olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Eşitlik duygusunun bir başka tarifi; hiç kimsenin arkada kalmaması, herkesin aynı yolculuğu, eşit duygularla, eşit temelleri edinerek yürüyüşünün sağlanması meselesi. Bu konuda tavizler verilmesine, görmezden gelinmesine asla müsaade etmeyiz. Örneğin; bir çocuğun evlendirilmesi, çocuk istismarının normal kabul edilmesi, çocukların fiziki ya da psikolojik bütünlüğünü hiçe sayan anlayışlara müsaade etmemiz mümkün değildir. Bu büyük toplumsal yaranın ceza hukukuyla ilgili boyutu, yargı kurumlarının sorumluluğudur elbet. Ama bizler, yöneticiler olarak, çocuklara ve kadınlara bu ülkede kendilerini herkesle eşit, herkes gibi değerli olduklarını hissettirmekle, yaptığımız hizmetlerin aracılığıyla hepimiz hükümlüyüz ve sorumluyuz. Yalnız olmadıklarını, hayatlarının her anında onlara hissettirmeliyiz. Bu konuda hassas çalışan bir yönetim olduğumuzu bütün hemşehrilerimin bilmesini istiyorum” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZIN İYİ İNSAN OLMALARINI DİLİYORUM HER ŞEYDEN ÖNCE”

“16 milyon İstanbullunun birbirini anlayan, birbirini seven, farklılıklara saygı duyan, dayanışma duyguları yüksek, üretken bir toplum olması için, en küçük çocuğumuzdan en yetişkine kadar bu sorumlulukla çalışmaya devam ediyoruz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Şunu unutmayın; bütün vatandaşlarımıza ve bütün hemşehrilerimize sesleniyorum: 2023, bu anlayışın tüm Türkiye'ye hakim olacağı bir yıl olacak. Bunu hep birlikte başaracağız. Milletimizin huzurdan, kardeşlikten, adaletten, özgürlükten ve eşitlikten yana tavır alacağını kesinlikle biliyor ve buna inanıyorum. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yepyeni bir başlangıç yaparak, yeni umutlara, yeni hedeflere doğru hep birlikte yürüme kararlılığıyla, hiç durmaksızın çalışacağımızı buradan bütün vatandaşlarıma, bütün hemşehrilerime duyurmak istiyorum. Bu inançla; açılışını yaptığımız bu güzel ortamın, bu güzel tesisin, hizmetleriyle bu mahalleye renk katmasını, gelecekte bize işte şurada bizimle beraber duran bu küçük çocuklarımızın hayalleriyle, bu şehre ve bu ülkeye değer katmalarını diliyorum. Her birinin çok güzel makamlarda olmasını diliyorum. Her birinin iyi bilim insanları, iyi öğretmenler, iyi siyasetçiler, iyi belediye başkanları, iyi yöneticiler, iyi insan olmalarını diliyorum her şeyden önce.”

KILIÇ: “ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİN KARARTILMAMASI İÇİN…”

Maltepe Belediyesi olarak, görev süreleri boyunca 12 kreşi vatandaşların hizmetine sundukları bilgisini paylaşan Maltepe Belediye Başkanı Kılıç da duygularını “İBB'nin Ekrem İmamoğlu önderliğinde çalışmasıyla birlikte, bu sayının Maltepe'de artıyor olmasının da mutluluğunu yaşıyorum. Çünkü ancak o kreşlerden çıkacak böyle güzel kızlarımız, çağdaş beyinlere kavuşacaklar. Yoksa görüyorsunuz; 6 yaşındaki çocukları kimlere teslim ettiklerini biliyorsunuz. İşte bu çocukların başkalarının tekeline girmemesi için, bu çocuklarımızın geleceğinin karartılmaması için hepimizin el birliğiyle bu kültür merkezlerini, kreşlerini özellikle de Türkan Saylan adının yaşatıldığı Maltepe'de yaşatmak, boynumuzun borcu” sözleriyle dile getirdi.

İZGÜ VE İLERİ AİLESİ DE AÇILIŞA KATILDI

Konuşmaların ardından; Altay, İmamoğlu, Kılıç, Türk edebiyatının duayen isimlerinden merhum Muzaffer İzgü’nün oğlu Ahmet Şahin İzgü ve geçtiğimiz Ocak ayında Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren İBB çalışanı kütüphanecilik bilimi uzmanı merhum Aydın İleri’nin ailesi tarafından kesilen kurdele ile 3 birim, vatandaşların hizmetine girmiş oldu.

İBB KADIN: KURUM TARİHİNDE BİR İLK

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Polat’ın verdiği bilgilere göre; “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında açılan Muzaffer İzgü Kütüphenesi, 700 metrekare alanda hizmet verecek. 110 kişi kapasiteli kütüphane bünyesinde 15.000 kitaplık zengin bir seçki yer alıyor. Kurum tarihinde bir olarak Maltepe Gülsuyu’nda hizmet vermeye başlayan “İBB Kadın”, İstanbul’da yaşamlarını sürdüren kadınların sağlıktan sosyal hizmete, kültürel etkinliklerden istihdama, eğitimden spora kadar birçok farklı alanda sosyal ve fiziksel iyilik hallerinin desteklenmesi için çeşitli politika ve hizmetler geliştirmek üzere tasarlandı. İBB Kadın bünyesinde; beslenme danışmanlığı hizmeti, psikolojik danışmanlık hizmeti, sağlık danışmanlık ve eğitim hizmetleri ücretsiz olarak verilecek. Kadınların bireysel, sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesini desteklemek amacıyla; meslek edindirme kurslarından sanat atölyelerine, film gösterimlerinden dijital okuryazarlık eğitimlerine kadar farklı alanlarda faaliyetler gerçekleştirilecek. Çocuk sahibi olan kadınların tüm hizmetlerden rahatça

faydalanabilmesini sağlamak amacıyla, çocuk etkinlik alanı oluşturularak hizmete sunulacak. Aynı bina kompleksi içinde hizmet verecek Fevzi Çakmak Yuvamız İstanbul Kreşi de 6 sınıftan oluşuyor. Bu sınıflarda toplam 120 çocuk, eğitim hayatına ‘Merhaba’ demiş olacak.