Sağ muhafazakâr iktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri kadın kazanımlarına dönük saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de radikalleşiyor. İran İslami rejiminin kadın bedenini en önemli kontrol aracı olarak kullanması karşısında kadınların kamusal alanda başörtülerini çıkararak başlattıkları eylemler, 2022’de Masha Amini’nin’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınarak işkenceyle katledilmesinin ardından, tüm dünyaya yayılan saç kesme eylemleriyle, isyana dönüştü. Geçen haftalarda Tahran Üniversitesi’nde Ahou Daryaei, kadın düşmanı rejimin bedenine dönük saldırısını kıyafetlerini çıkararak protesto etti. Hindistan’da bir stajyer kadın doktorun, çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınlar "geceyi geri alıyoruz" diyerek cinsiyet eşitsizliğine ve devletin önlem almamasına karşı seslerini yükseltti.
Türkiye’de de geçtiğimiz aylarda önce Narin’e, Sıla bebeğe yaşatılanlar, yine Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in yarımşar saat arayla vahşice katledilmelerine öfkemiz yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizin direncini arttırdı. Türkiye’nin tüm kentlerinde, okul önlerinden, üniversite kampüslerinden, mahallelerden, meydanlardan örgütlü bir ses yükseldi: “KADIN CİNAYETLERİ MÜNFERİT DEĞİL POLİTİKTİR.” Hep birden şiddetin meşrulaştırılması erkek egemen sistemin yarattığı erkek şiddetini besleyen politikalarınızdır; İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi var olanlara saldırarak, erkek yargının cezasızlığıyla siz besliyorsunuz şiddeti dedik ve ekliyoruz: Sizin şiddeti önleme sorumluluğunuzu yerine getirmemeniz karşısında bizler “KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK” diyor, kadının yaşam ve özgürlük mücadelesini büyütüyoruz.
Kadın ve Çocuk Cinayetleri Artıyor:
Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın erkek şiddetine maruz kaldı. Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana AKP-MHP iktidarı kadına aile dışında varolma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı.
Bizler kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını biliyoruz. Kadınların ve çocukların katilleri içinde yaşadığımız, bizi öldürmek isteyen, nefes almamızı her gün biraz daha zorlaştıran ataerkil düzeninizin tetikçilerinden başkası değil. Bu düzen erkek yargısıyla tetikçilerini, iyi halden, kanıt yetersizliğinden serbest bırakarak bir cezasızlık zırhıyla koruyor. Hayatta kalmak için kendini savunmak zorunda kalan kadınlara ise verebileceği en ağır cezaları veriyor.
Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir. Bunu kabul etmiyoruz ve bu 25 Kasım’da da Mirabal kardeşlere dair hafızayı bugünlere taşıyarak, kadınların kolektif hafızalarını katletmeye çalışanlara karşı, geçmişten bugüne kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyor, “Haklarımız ve Hayatlarımız için Mücadelede Birleşiyoruz” şiarını yükseltiyoruz.
Halkın, emekçilerin, kadınların bütçe hakkını yok sayan, savaş ve rant politikalarına dayalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini hesaba katmayan, sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddediyor, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Bütçe talebimizle alanlarda olmaya devam ediyoruz.
Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz.
Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor bizi, verdiğimiz mücadeleyi, kazanımlarımızı değersizleştirmeye, hayatlarımızdan ve haklarımızdan çalmaya çalışan iktidarlara inat işyerlerimizde ve alanlarda mücadelede birleşiyoruz.
ARTIK YETER!
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
Hergün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için Mücadelede Birleşiyoruz!
Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçeye karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için Mücadelede Birleşiyoruz!
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala inşa edilmeyen kentlerde yaşayan kadınlar için Mücadelede Birleşiyoruz!
Dünyada yükselen göçmen düşmanlığına, savaşlara, ırkçılığa karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
Ne giyeceğimizi, nasıl doğuracağımızı, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak bize sınır çizenlere karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
Nefret söylemini yaygınlaştıran aileci politikalarınıza, LGBTİ+’lara açıktan saldıranlara karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının geri çekilmesi 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması için Mücadelede Birleşiyoruz!
Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için Mücadelede Birleşiyoruz!
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine dönük ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşme yürürlüğe girsin talebiyle Mücadelede Birleşiyoruz!
İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, KHK’lerle gasp edilen çalışma hakkımıza karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için Mücadelede Birleşiyoruz!
Kayyumlarla gasp edilen seçme seçilme hakkına dönük saldırılar son bulsun, seçilmiş belediye başkanları/eşbaşkanları kentleri yönetmeye devam etsin demek için Mücadelede Birleşiyoruz!
Anadili yasaklarına, anadilde kamusal hizmetten yararlanamayan kamusal hizmet alırken ayrımcılığa/şiddete uğrayan kadınlar için Mücadelede Birleşiyoruz!
Hayatı hiçe sayarak hayvan katlini yasalaştıran, rant uğruna doğayı talan etmeye devam edenlere karşı Mücadelede Birleşiyoruz!
Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için Mücadelede Birleşiyoruz!
Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız! HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZ İÇİN MÜCADELEDE BİRLEŞELİM şiarıyla 25 Kasım’da alanlardayız! 25.11.2024
KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI YAŞASIN KESK!
Neşe ÖZKAN ARSLAN
KESK Trabzon Şubeler Platformu Adına